Kan pulcukları, diğer adıyla plateletler, kanda renksiz olarak bulunan ve oldukça küçük bir yapıya sahip olan hücrelerdir. Çekirdekleri bulunmayan bu hücrelerin ömrü yaklaşık bir saattir, bu nedenle ömürleri çok kısadır. Plateletler, vücudumuz için hayati öneme sahiptir çünkü kanama kontrolünde kritik role sahiptirler. Kan pulcuklarının içerisinde çok miktarda granül bulunur.

Kan pulcukları, kolajen ile temas ettiklerinde aktive olurlar. Damarda endotel hasar gördüğünde, altındaki kolajen yani bağ doku ortaya çıkar ve aktive olan kan pulcukları bu bağ dokuya bağlanır. Hasar gören bölgede kan pulcukları bir araya gelerek bir tıkaç oluşturur. Bu tıkaç içerisindeki granüller hasar bölgesine boşaltılır ve bu esnada çeşitli maddeler sayesinde kan pulcukları birleşerek birbirine tutunurlar. Yeni gelen kan pulcukları da hasarlı bölgedeki kan pulcukları ile bir araya gelir.

Bu bölgeye boşaltılan serotonin, damar duvarındaki kasların kasılmasını sağlar ve hasarlı bölgeden kan akışını engeller. Serotonin, vazokonstriktör bir madde olduğu için kan pulcukları kanamanın önüne geçer. Dolayısıyla, kan pulcuklarının görevi, herhangi bir kaza sonucu vücutta oluşabilecek bir kanama esnasında kanamanın durdurulmasını sağlamaktır. Bu önemli görev sayesinde vücutta aşırı kan kaybının önüne geçilmiş olur.

Kan pulcukları, kanayan bölgede kanın pıhtılaşmasını sağlama görevine sahiptir. Kemik iliğinde üretilen kan pulcukları, yaralanma esnasında kanın kontrol altına alınması ve pıhtılaşması açısından vücut için büyük önem taşır.

Kan pulcukları, sadece kanamanın durdurulmasında değil, aynı zamanda bağışıklık sistemi ve doku onarımında da rol oynar. Bu hücrelerin eksikliği veya fazlalığı, çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir, bu nedenle dengeli bir platelet sayısı hayati önem taşır.